kriz, bunalım, zor zamanlar • (la ~ económica mundial de 2008) 2008 dünya ekonomik krizi • (crisis cardíaca) kalp krizi (sufrió: geçirdi)
desarrollo (proceso)
(creación) yaratılış, gelişim • (el desarrollo de una base industrial es crucial para esa nación) endüstriyel gelişim bu ülke için çok önemli • (progreso, avance) ilerleme, ilerleyiş • (el desarrollo del proyecto ha continuado durante cuatro meses) projenin ilerleyişi dört ay devam etti • (de país) ekonomik olarak gelişme, kalkınma • (el país continúa su lento pero permanente desarrollo) ülkenin kalkınması yavaş ama emin adımlarla sürüyor
lío (aventura amorosa)
--
muerte
ölüm
sexo (acto sexual)
seks
sueño (condición de dormido)
uyku • (tengo ~) uykum geldi
sueño (lo soñado)
(ilusión) düş, rüya • (anhelo) hayal • (mi ~ es que algún día todos vivamos en paz) hayalım bir gün herkesin barış içinde yaşamasıdır
vida
hayat, yaşam • (en EEUU las pérdidas de vidas y los casos están creciendo rápidamente) ABD'de can kaybı ve vakalar hızla artıyor • (este año la pandemia ha cambiado muchas cosas en nuestras vidas, GT inv) bu yıl pandemi hayatımızda birçok şeyi değiştirdi