💲 La economía
Español
Turco
- avantaj, fayda, yarar • ('benefits') yan ödeme, ödenek • ('profit') kâr /k palatalizada/, kazanç
- borsa • (agente de ~) borsacı
- kredi, taksit • (elogio a algn) takdir, övgü
- cuenta (v.tb.'darse cuenta')
- (bancaria) banka hesabı • (factura) hesap
- borç • (estar en deuda con algn) birine şükran duymak, borçlu hissetmek
- fazlalık, artık, fazla • (como adj) artan, fazlalık
- vergi • (~ sobre el valor añadido) katma değer vergisi
- para cezası • (le pusieron una multa por conducir demasiado rápido) çok hızlı araba kullanmaktan para cezası aldı
- (~ de trabajo) iş teklifi
- (gen) harabe • (~s antiguas [Ass]) antik kalıntılar
- (índice) miktar • (la tasa de natalidad se ha ido reduciendo recientemente) doğum oranı son zamanlarda azalıyor (v.tb.'descender')