🗣 Verbos relacionados con el lenguaje

Español

Turco

  • afirmar
  • ileri sürmek
  • anunciar
  • duyurmak, ilan etmek • ('advertise') ilan etmek, duyurmak • (hacer saber) bildirmek
  • callarse
  • sesini kesmek, çenesini kapatmak (kapatmak: cerrar), ağzını kapatmak • (cállate!) kes sesini, kapat çeneni
  • comentar
  • hakkında yorum yapmak, fikir beyan etmek, eleştirmek, (birşey üzerinde) açıklamada bulunmak • (comentó los problemas de aparcamiento) park sorunu hakkında yorum yaptı • (el autor comentó la situación) yazar, konu üzerinde açıklamada bulundu
  • comunicar
  • mesaj iletmek / göndermek, haber vermek, bildirmek
  • contar (relatar)
  • (decir) söylemek • (relatar, narrar) anlatmak • (al parecer le contó todo a su marido) kocasına her şeyi anlatmış
  • contestar
  • yanıtlamak, cevap vermek (!+b vi?) • cevaplamak, cevap etmek
  • debatir
  • tartışmak • (debatimos el problema) biz sorunu tartıştık
  • decir
  • demek [derim, diyorum; dedi], söylemek • (tb contar) bildirmek • (¿qué dices?) ne söylüyorsun? • (A dijo que...) A, ..., dedi / demiş / söyledi (!ej actual) • (decir a algn que haga algo) b-ne bş yapmasını söylemek • (te dije que vinieras pronto) sana erken gelmeni söyledim • (dijo que esto era una novela) bunun bir roman olduğunu söylemişti • (Ahmet dijo: "fui al cine ayer") Ahmet (ben) dün sinemaya gittim dedi • (dijiste que Ahmet no había venido ayer) Ahmedin dün gelmediğini söylediniz • (dijiste que Ahmet vendría ayer) Ahmedin dün geleceğini söylediniz • (al ~ que...) ...diye, ... • (¿que dice el aumento/plus de casos?) vaka artışı ne anlatıyor? • (dime cómo te llamas) adın ne söyle bana • (dime cómo puedo saber más de ti, GT inv) senin hakkında nasıl daha fazla bilgi edinebileceğimi söyle
  • declarar
  • (en público) (resmî olarak) söylemek, bildirmek, ifade etmek, açıklamak, belirtmek • (anunciar públicamente) duyurmak, beyan etmek • (testificar, Jur) tanıklık yapmak, şahitlik etmek
  • discutir
  • tartışmak, münakaşa etmek, kavga etmek • (debatir) bahsetmek (-dan), (-dan) konuşmak, söz etmek, müzakere etmek
  • expresar
  • ifade etmek
  • hablar
  • konuşmak • (hablas inglés?) İngilizce biliyor musunuz? • (no puedo ~ turco (bien)) (iyi) Türkçe konuşamıyorum • ('mention, talk about') (-den) bahsetmek • (hablamos mucho sobre ellos) onlardan çok bahsettik
  • indicar
  • --
  • llamar
  • (a alguien con la voz) seslenmek • (gen, a algn) çağırmak • (por teléfono) telefon etmek • (dar un nombre) ad vermek • (~ a algn X) (!a algn) X demek (!ej) • (dile que me llame) beni arasın • (voy a ~ a la policía) polisi ayacarağım • (no me llames antes de las tres) saat üçten önce beni arama • (en cuanto llegué a casa os llamé) ben eve gelir gelmez size telefon ettim
  • negar
  • reddetmek (psv: reddedilmek) • (no le negaré que este decreto tiene elementos positivos, GT) bu kararnamenin olumlu unsurları olduğunu inkar etmeyeceğim
  • referirse
  • --
  • repetir
  • tekrar /-krár/ etmek, tekrarlamak, yinelemek • (repite, por favor) tekrar edin, lüften • (de forma repetida, uno tras otro) arka arkaya • (v-pr tb) yinelemek
  • señalar
  • (señalamos la importancia de avanzar en los “Objetivos de Desarrollo Sostenible”) “Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları”nda ilerleme kaydedilmesinin önemine işaret ettik