(!'regret: be sorry for/that') pişman olmak, pişmanlık duymak • (tarde o temprano te arrepentirás de tu holgazanería) er ya da geç, bu başıboşluğundan pişman olacaksın
asustar
korkutmak, ürkütmek, dehşete düşürmek
disfrutar
('take pleasure in') (-dan) keyif alak, haz almak, (-dan) hoşlanmak, sevmek • (siempre disfruto un buen libro) güzel bir kitap alip okumaktan her zaman keyif alırım • (tener, ej salud) sahip olmak, nail olmak • (siempre he disfrutado de buena salud) hep sağlıklı bir bedene sahip olmuşumdur
echar de menos
özlemek • aramak (=buscar; tener nostalgia de) • (te echo de menos) seni özlüyorum
(vi) denemek • (hacer un experimento) deney yapmak • ('undergo') maruz kalmak, geçirmek, başından geçmek, uğramak, katlanmak
lamentar
--
llorar
ağlamak
odiar
nefret etmek
pasar (sufrir)
--
pasarlo bien
--
preocupar
üzmek, rahatsız etmek • (v-pr) huzursuz etmek • (me preocupa mucho su adicción a las drogas) uyuşturucu kullanması beni çok üzüyor
preocuparse
--
reír
gülmek • (la chica rió) kız güldü
reírse
(~ de algn) (-e/-a) gülmek • (la chica se rió de su madre) kız annesine güldü • (que todos se rían) herkes gülsün
sentir (v.tb. 'lo siento')
(!princ) • duyumsamak, duymak • (algo por los padres, etc) hissetmek • ('be sorry about') -e üzülmek • (sentimos (PS) mucho la enfermedad de tu madre) annenin hastaliğina çok üzüldük
sentirse
(me siento mejor desde que dejé de fumar) sigarayı biraktiğimdan beri kendimi daha iyi hissediyorum • (después de tomar la medicina empezó a sentirse mejor) ilacı aldıktan sonra iyileşmeye başladı
sonreír
gülümsemek [gülümsüyor] • (sonríe, I) gülümse
sufrir
(no quiero hacerte sufrir) sana acı çektirmek istemiyorum
temer
korkmak • (no tienes nada que ~) korkacak bir şeyin yok • (todo el mundo teme) herkes korkuyor
Español
Turco