🤝 Verbos relacionados con transacciones económicas

Español

Turco

  • adquirir
  • satın almak
  • ahorrar
  • biriktirmek
  • alquilar
  • (gen) kiralamak • (tomar en alquiler) kira ile tutmak • (dar en alquiler) kiraya vermek • (el apartamento que han alquilado) kiraladıkları daire
  • calcular
  • hesaplamak • (suponer, estimar) tahmin etmek, sanmak
  • cobrar
  • fiyat istemek [lit: pedir el precio], para istemek • birinin borcuna kaydetmek [lit: anotar/registrar la deuda de alguien] • (dicc-ita) sandıklamak, tahsil etmek • (el bar cobra a la gente un dólar por un vaso de agua) bu bar, bir bardak su için müşterilerden bir dolar istiyor
  • comerciar
  • (intercambiar) takas etmek, değiş tokuş etmek, değişmek • {comercio} ticaret
  • comprar
  • satın almak, almak • (han comprado un coche nuevo) yeni bir araba aldılar • (compraré) alıcam • turta, pay • (está comprando una tarta en la pastelería, Tab) o, fırından bir pasta satın alıyor
  • costar
  • mal olmak, değerinde olmak, tutmak, fiatta olmak • (este libro cuesta diez dólares) bu kitap on dolar değerindedir / tutmaktadır
  • deber (v; v.tb.'deberías')
  • (aux obligac) [v.'tener que'] • (adeudar) borcu olmak, borçlu olmak • (habiendo pedido un préstamo para comprar mi casa, le debo al banco mucho dinero) ev kredisi aldığım için bankaya yüklü bir miktarda borcum var • (deberle el éxito a algn) başarısını birine borçlu olmak
  • elegir
  • seçmek [PV seçilmek], tercih etmek / yapmak • (poder ser elegido) seçilebilmek • (al parecer eligió este coche por su precio) bu arabayı fiyatindan dolayı tercih etmiş • (creo que elegirá el jersey azul) bence mavi kazağı seçecek • (¿qué regalo elegiste?) hangi hediyeyi seçtin? • (fue elegida la ciudad más segura de Turquía) Türkiye'nin en güvenli şehri seçildi
  • exportar
  • ihraç etmek, ihracat yapmak
  • ganar (sueldo, recompensa)
  • (dinero) para kazanmak
  • gastar
  • harcamak ('spend, use up') • (dinero) (para) harcamak
  • importar (vt)
  • --
  • invertir
  • --
  • malgastar
  • --
  • negociar
  • --
  • pagar
  • ödemek (PV ödenmek) • (¿se puede ~ con tarjeta?) kartla ödeyebilir miyim? • (se prevé que se (les) pague un sueldo de alrededor de 3000 dólares) …üç bin dólar civarında maaş ödenmesi planlanıyor
  • recaudar
  • --
  • supervisar
  • --
  • valer ((v.tb.vale))
  • (servir) yardımcı olmak (!ej) • (tener el valor de) değerinde olmak • (esa casa no vale lo que piden por ella) o ev, istedikleri fiyat değerinde değildir • (~, ~ la pena) değmek • (el precio vale la pena) fiyatlara değer
  • vender
  • satmak [satıyor] • (vendimos la casa) biz evi sattık • (al parecer nuestros vecinos vendieron su peso por trescientas liras) komşularımız evlerini beş yüz bine satmişlar
  • venderse
  • --