suçlamak • (fue acusado de robo) o hırsızlıkla suçlandı
apelar
temyiz etmek • (el asesino apeló su condena a cuarenta años) katil, kırk senelik hapis cezasını temyiz etti
arrestar
yakalamak, tevkif etmek (psv: tevkif edilmek) • (visto en prensa, ser arrestado) tutuklanmak
condenar
(Pol) kınatmak, lanetlemek, ayıplamak • (Jur) mahkum / mahkûm etmek • (el juez condenó al convicto a 30 años de cárcel) hakim hükümlüyü 30 (otuz) yıl hapis cezasına mahkûm etti
culpar
ayıplamak, sorumlu tutmak, suçlamak • (cúlpame, échame la culpa) beni suçla
denunciar
(delito) ihbar etmek, bildirmek • (denunció el crimen a la policía) işlenen suçu polise ihbar etti • (condenar) ayıplamak, kınamak geçişli • (acusar) suçlamak
enmendar
(ley) değiştirmek, hafif düzeltmek • (la constitución fue enmendada para que las mujeres pudieran votar) kadınların oy verebilmesi için anayasa değiştirildi