📥 Preposiciones de lugar

Español

Turco

  • a (lugar)
  • -e/-a/-ye/-ya • (fui a Estambul) İstanbul'a gittim • (¿vas a ir a Turquía?) Türkiye'ye gidecek misiniz?
  • a lo largo de
  • _ boyunca (N/ (pron)G _), (-n/-nin) boyunca (boy-)
  • a través de
  • arasından • ('across') _ karşıdan karşıya, _ bir yanından diğer yanına • (Routl: içinden geçmek > pasar de dentro) (para llegar al jardín uno tenía que pasar a través de la casa) bahçeye ulaşmak için evin içinden geçmek gerekiyordu
  • alrededor de (lugar)
  • |-/-nin etrafında (etraf-) / çevresinde (çevre-)
  • ante (prep)
  • _ önünde (!verif)
  • bajo (prep)
  • (prep: cuando empezó a llover, nos refugiamos bajo los áraboles) yağmur başlayınca ağaçların altına sığındık • (desde ahora mantemenos a su madre bajo observación) şimdilik annenizi gözetim altında tutuyoruz
  • cerca de
  • -a yakın / _ (!verif) yakında • (según dicc ita) _ yakınında • (cerca de aquí) buraya yakın
  • de (origen)
  • -den/-dan/-ten/-tan • (forma adjs) -li • (de París) Parisli • (soy de Turquía) ben Türkiye'liyim • (¿Gökhan es de Turquía?) Gökhan Türkiye'li mi? • (…respondió preguntas de miembros del Congreso) …Kongre üyelerinden gelen soruları yanıtladı (gelen: que venían (de))
  • debajo de
  • (-/-nin) altında (alt-) • (A) aşağı • (v.tb.'bajo 2') • (de repente aparecieron varios niños de ~~ los árboles) birdenbire ağaçların altından birkaç çocuk belirdi
  • delante de
  • (-/-nin) önünde (pos) (ön-) • (el coche (que hay) delante de la casa) evin önündeki araba
  • dentro de
  • -/-nin içinde (iç-) • -nin içeni, içeride • (A) içeri • (vimos tus libros dentro de la caja) kitaplarınızı kutunun içinde gördük • (~~ una semana) bir hafta içinde • (volverán en quince días) on beş güne kadar dönerler
  • desde
  • (-den) beri, (-den) bu yana • (desde ayer por la tarde) dün akşamdan beri • (desde mayo) mayıstan bu yana • (desde que) -diğinden beri • (no hemos visto a Ismail desde que se estableció en América) İsmail Amerika'ya yerleştiğinden beri onu hiç görmedik • (con accs que continúan: me siento mejor desde que dejé de fumar) sigarayı biraktiğimdan beri kendimi daha iyi hissediyorum • (he estado más sano desde que dejé de fumar) sigarayı bıraktığımdan beri daha sağlıklıyım • () -la/-le • (no hemos tenido noticias desde que se marchó) gideli haber almadık • (hace solo dos minutos desde que nos conocimos) tanışalı daha iki dakika oldu • (estamos aquí desde que hemos entrado) içeri girdiğiumizden beri buradayız • (estoy acostado desde que he venido) geldiğimden beri yatıyorum
  • detrás de
  • (-/-nin) arkasında (arka-), (-/-nin) ardında (ard-) • (nuestra casa está ~~ la biblioteca) evimiz kütüphanenin arkasındadır • (~~ mí) arkamda • (~~ la casa) evin arkasında • (Tom se sienta detrás de María en clase de francés) Tom Fransızca dersinde Mary'nin arkasında oturur
  • en (lugar…)
  • -de/-da/-te/-ta • (encontrémonos en la estación) istasyonda buluşalim • (no había otras camisas en ese armario) o dolapta başka gömlek yoktu • (todas las llaves están en la mesa) bütün anahtarlar masada
  • en casa de
  • --
  • en medio de
  • _ ortasında • (estamos en medio de una crisis) bir krizin ortasındayız
  • encima de (v.tb.'por encima de')
  • (-/-nin) üstünde (üst-) / üstüne, (A) yokarı
  • enfrente de
  • (-/-nin) karşısında (karşı-), zıt • (delante de) (G) önünde • (el piso enfrente de nosotros) (bizim) karşımızdaki daire
  • entre
  • _ ile _(-nin) arasında • (~ A y B) A ile B arasında • (~ las gallinas) tavukların arasında • ? aralıkta • (tb, en medio de) _ ortasında • (entre ellos) aralarında • (había respeto mutuo entre Mehmet y tú) Mehmet'le sizin aranızda karşılıklı saygı vardı • (surgió un desacuerdo entre nosotros sobre ese asunto) aramızda o konuda anlaşmazlık çıktı
  • fuera de
  • -/nin dışında (dış) • -den dışarı(ya) / dışarıda • (fue [caminó] ~~ la casa) evden dışarı çıktı
  • hacia
  • (-e) doğru • (hacia Roma) Roma'ya doğru • (hacia mediodía) öğle üzeri (_ (n/(pron)G) üzere/üzeri) • (hacia las tres) üçe doğru
  • hasta (v.tb.'hasta luego'; tb 'hasta pronto')
  • (-e) kadar • (esperó hasta las siete) saat beşe kadar bekledi • (~ el mar) denize kadar • (hasta mañana por la tarde) yarın akşam görüşmek üzere • (quédate hasta que quieras) istediğiniz kadar kalınız • (hasta ahora) şimdiye kadar
  • junto a
  • (-/-nin) yanında (yan-), yakınında • (adhyacente a) -nin bitişiğinde • (había un armario grande junto a la venta) pencerenin yanında büyük bir dolap vardı • (Deniz estaba sentado junto a mí) Deniz benim yanımda oturuyordu
  • lejos de
  • (-den/-dan) uzak • (Toledo está ~~ aquí) Toledo buradan çok uzaktadır
  • por encima de
  • --
  • sobre (prep, encima de)
  • (acerca de) (-/-nin) hakkında (hak-), -e dair, -/-nin üstüne • (un libro sobre la historia otomana) Osmanlı tarihe dair bir kitap • (libros sobre Oriente Medio) Ortadoğu hakkındaki kitaplar • (sobre futbol) futbol hakkında • (Mehmet está escribiendo su tesis sobre arquitectura otomana del siglo XIX) Mehtap tezini 19. yüzyıl Osmanlı mimarisi üstüne yazıyor • (quiere escribir un libro sobre Japón) Japonya hakkında bir kitap yazmak istiyor • (encima de) -/-nin üstünde (üst-), (+b sentidos no físicos) -/-nin _ üzerinde, _ üzere • (parece que todas las charlas de esta sesión son sobre países africanos) bu oturumdaki bütün konuşmalar Afrika ülkeleri hakkındaymış • (todo sobre mi madre (peli)) Annem Hakkında Her Şey
  • tras
  • --